29 Aralık 2011 Perşembe

MUTLU YILLAR

TÜm dileklerimizin gerçekleşeceği güzel bir yıl dilerim.

Unutulmayacaklar:Saat 12'den birkaç dakika önce kırmızı don giymek.
Dilek tutmak
Gökyüzüne,yıldızlara bakmak
Yanınızdakine sarılmak.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Özlemek...





Derler ki kız çocukları babaları cennete gittiği yaşta kalırlarmış.
İçlerindeki çocuk hiç büyümez,gelmeyeceğini bile bile hep beklermiş....
O dört harf,hayatın en büyük boşluğu olur,yeri doldurulmazmış.
Yaşanamamış binlerce şey,her mutluluk yarım kalırmış...
Hep keşkeler kaplarmış dört bir yanı.

En çok da yılın o özel günü ondan kalan küçük ayıcığa sarılıp ağlarlarmış.....

12 Aralık 2011 Pazartesi

Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl





Malum yılbaşı,yeni yıl,x-mas her ne zımbırtı ise koşa koşa geliyor.Sabah bir dergide okudum,yazarlara sorular sormuşlar,ben de sanki bana sormuşlar gibi cevapladım.

*Yılbaşı zamanı seni en çok kime hediye seçmek heyecanlandırıyor?
Kime olacak tabi ki kendime.Mecburiyetten verilen “iş arkadaşı” hediyelerine uyuzum yıllardır.En ucuz ve en dandirik şey özenle aranıp bulunur ve yapay bir sırıtışla takdim edilir plastik bardaklarda içilen şaraplar eşliğinde.İnsanın cimriliği,pintiliği,tiynetsizliği işte bu zamanlarda ortaya çıkıyor hep zaten.Ulan koskoca adam ne yapsın sallayınca karların uçuştuğu keyik fanusunu?Bi de böyle bir sahte beğenmişlik,sahte sahte sırıtmalar.Üff zaten iş hayatının hepsine toptan kafam girsin,o başka bir yazının konusu.Ne diyordum?En çok kendime hediye seçmek heyecanlandırıyor beni canım.Vitrinlere bakmak,en beğendiğim şeyi çaktırmadan sevgiliye göstermek,anlamazsa gözüne gözüne sokmak,hala anlamayacak kadar öküzse bizzat gidip söylemek,nerede satıldığını falan tarif etmek,hala alamadıysa küsüp bir sene boyunca trip atmak ....işte yılın en sevdiğim zamanı.Tabi sadece yeni yıl değil;sevgililer günü,doğum günü,çıkma günü,küsme günü....hepsi güzel hediyeler-daha doğrusu istediğim hediyeler için ayrı ayrı fırsat.Bi de bazı adamlar var ya,hani hiç uğraştırmazlar,zaten bir şey almayı da beceremezler,direkt sorarlar”hayatım ne istersin,ne alıyım sana” diye,işte bitiyorum öyle heriflere ben.Hadi kabul edelim,erkekler hediye almayı beceremiyorlar,ne kadar iyi niyetle alınırsa alınsın o gelen hediye istediğiniz hediye olmuyor.Kimse de “mühim olan düşünmesi” falan demesin,elalemin adamı kafam kadar yüzük alsın,sizinki de şarkı söyleyen noel baba ayısı.Hasetle yüzüğe bakarken dersiniz işte önemli olan düşünmek diye .

*Yeni yıl dileğin?
Sevgi,barış ve huzur.Ya sallama,yeme beni.Herkezin ortak dileğini söylüyorum bak ben.Sadece para;çok para,sonsuz para,sınırsız para..Çünkü para varsa ardından dileyebileceğin 12565644 şey de para ile gerçekleşebilir.

*Şimdiye kadar aldığın en güzel hediye neydi?
Şu anda kucağımda oturuyor.Sevgilimin geçen yılbaşı bana daha doğrusu kendine hediye diye aldığı kedim.Göya bana alındı ama kedi hayatının 9 ayını adamın evinde geçirdi.Artık sonunda misfirliğin makbulu kısa olanıdır diyerek zorla evime getirdim canım kedimi.Bir de öyle bir yetiştirmiş ki hayvancık beni gördüğünde fıldır fıldır kaçmaya başlıyor.Tam kendine benzetmiş yani.Antisosyal kedi.Artık ben yokken kulağına neler fısıldıyorsa,beni nasıl anlatıryorsa ben gidince,”oğlum kızıl cadı geldi” dediği anda kedi anında arazi.

*Yeni yıla nasıl hazırlanırsın?
Nasıl hazırlanıcam?Yukarıda da belirttiğim gibi kendime hediye seçerek hazırlanırım.Napılır ki başka acaba?

*Yılbaşı gecesi ne giyersin?
Şimdik ben ikizler burcuyum.Böyle gelgit ruh halli bir insan yavrusuyum.Arada kokoşluğun sınırlarını zorlarım,arada bir t-shirt bir jean fazlasıyla yeter.Bazen boya küpüne düşmüş gibi makyaj yaparım bazen de aşırı derecede beyaz tenli olduğumdan ceset beyazı şeklinde dolaşırım.Bu aralar en nefret ettiğim şey kuaförde oturup saatlerce saç baş yaptırmak.Böyle adamın elleri saçımdayken,o fırçayla saçlarımı yolarken ben de aynı şekilde adamın üç tel kalmış saçlarını tek tek yolma hayalleri kuruyorum.Saç boyatmak kabuslarımın ilk sırasında yer alıyor.Boya kokusuna bile tahammül edemiyorum.O gün de ruh halim nasılsa öyle giyinmeyi düşünüyorum açıkçası ki ben vaktiyle ev partisine tuvalet giyip gitmiş insanım.Canım hazırlanmak,abartmak isterse dibine kadar yaparım ancak sanırım şu günlerde aşırı depresyonda olduğum için jean giyicem,topuklu ayakkabı da şimdiden ayaklarımı acıtmaya başladı.

*Hayalindeki yılbalı partisinin fonunda ne çalıyor?
Ankara havası.Kesin ve net.

GÜNÜN SÖZÜ




Dünya dönüyor sen katılmasan da
kalk o yataktan ve adın atmaya başla.
Sen istesen de istemesen de
Kesişecek zaten adımların başka adımlarla....

8 Aralık 2011 Perşembe

Boyun Devrilsin Victoria



Çok şükür ki yıllarca beklenen özlem sona erdi ve ülkemizde her kızın tatlı pembe rüyası Victoria's Secret ilk mağazasını açtı.
Yıllardır netten görüp baktığımız,televizyondan ürünlerden ziyade meleklere bakıp vücutlarını kendimizle karşılaştırdığımız,her yurt dışına giden hısım akrabaya "bana getir noluuurrr" diye yalvardığımız,o küçük pembe torbaları evimizin baş köşesi yaptığımız markanın ürünlerine sonunda kavuştuk.Kavuştuk ama Türkiye'ye sadece kozmetiksel ürünler gelmiş.Donların bir kısmı mevcut-ki isteyen yurdum kadını pazardan bu donların daha kalitelisini 50 lira bayılarak değil 3 tanesi 10 liraya olmak üzere gayet rahat alabilir.Öyle de adiler.Ama benim donlardan ziyade ilgimi çeken şey muhteşem Body Splashleri ve parfümleri.Eskiden Duty Free'de satılırdı ama son 2 senedir satış durdu.İstanbulda bilimum yerlerde var ancak yurt dışına göre fahiş fiyatla sattıkları için almamayı tercih ederdim.

Neyse Nişantaşında oturduğumdan dolayı hafta sonu gittim baktım nedir ne değildir diye.Öncelikle bok gibi olmuş onu söyleyeyim.Afedersiniz ama sik kadar bir dükkanın içine bütün malları yığmışlar,yurdumun bütün kadınları da o dükkanın içine konuşlanmışlar.İtiş,kakış,ağır bir koku...Millet görmemiş ya resmen saldırıyorlar.. Tüm ürünler açılıp bakılıyor,sıkılıyor,parlatıcılar deneniyor.Salı pazarı halt etmiş.
Fiyatlar pek tabi ki yurt dışının iki hatta üç katı civarında,ufaktan bir çüşşşşş çekiliyor.Mesela en ucuz şey olan dudak parlatıcıları 19.90 tele,body splashler 39.00 tele civarı.Donlar 50 tele.Gidip adi dona o parayı burada verecek varsa hayırlı giyişler dilerim ama fantazi gecelerim için 3-5 parça haricinde conconlu don ve sütyen almayı tercih etmiyorum."Belki sevişirim donu" dediğin 3-5 tane yeter de artar bile bana.Biz şahsen pazardan alınan pamuklu donlarla mutlu olabilen bir nesiliz.İşten eve geldiğimizde ilk yaptığımız sütyenimizi ve g-stringimizi çıkartıp pijamalarımızın altına rahatlığı sonsuz olan "anneanne donu" giymek değil midir günlük hayatımızda ne kadar kokoş olursak olalım?Hem böyle cicili seksili çamaşırları erkekler kadınlara hediye olarak almalı.Parası onların cebinden çıkmalı,biz sadece "ihih hihihiih" diyip giymeliyiz o el kadar şeyleri.Sanki her giyen adeta bir meleğe dönüşecekmiş hissiyatında olan beylere de duyurlur:Onların hepsi makyaj güzeli.Televizyonda öyle güzel gözüküyorlar.Yap bana da o makyajı gör bak bakalım neye benziyorum .Victoria'nın sırrıymış,hadi lan ;ben sana Yeşim'in sırrını söyliyeyim.Yaklaş yaklaş:Kanatlarımın olmaması sadece uçamayacağım anlamına geliyor,UÇURAMAYACAĞIM değil.

Yılbaşı Dileğim