21 Şubat 2012 Salı

STRİVECTİN SEN NE ETTİN






Helloooo;

Kullanmaığım şeyden "aman da bu süper bişey" diye asla bahsetmem.Bu StriVectin-SD denen marka gerçekten de şahane.Şimdiye kadar nemlendiricisini,göz altı morluk gidericisini ve makyaj temizleme şeyini kullandım.Ama bu tanıtımını yaptığım şey gerçek bir mucize.İnstant Retexturing Scrub diye geçiyor,bildiğin peeling ancak sür sıfatına,bekle bi 5 dakika sonra hayvan gibi ovalamadan nazikçe yıka.Üzerine de hergün kullandığın nemlendiricini sür,sıfatın pambık gibi olmazsa gel tükür bana.Ben böyle bir bebek poposu yumuşaklığında cilde en son 4 yaşımda sahip olmuştum.Bu gün 4. kullanışım ama gerçekten de yüzüm gürbüz suratlılar gibi parladı,en ufak bir soyulma belirtisi göstermedi-ki aşırı kuru cildim vardır.

Fiyatı 133 TL.Ben Sephora'dan aldım.Alın,kullanın,asla pişman olmayın.

13 Şubat 2012 Pazartesi

Ne Desem Kİ?


Şimdik yarın 14 Şubat.Literatürde "sevgililer günü" adı altında geçen sevimsiz bir gün bence.Ya sevgilin,karın,eşin varsa her gün en özeldir,her gün senindir.İlla tek bir gün de millete hava atmak maksatlı mı kullanmak gerekir o günü?Şimdik sonuçta olan var olmayan var,sevgilisi olan tüm hemcinslerim maşallah bu günü gösteriş ve hava atma bayramı şeklinde kutlar.Sevgilisi,kocası iş yerine çiçek yollar,bunlar aman bir süzülür bir süzülür,adeta o güller,çiçekler,inekler gözlerin taa içine kadar sokulur,sevgilisi olmayan zavallılar hasetle iç çekerek melül melül bakarlar.Ama bence en fenası "öküz"diye tabir ettiğimiz erkeklerler ile beraber olan zavallı dişiler.Bunların sevgilileri" ammmmaannnn ne gülü çiçeği be,şimdik kim alacak,hem benimki beni bilir o tarz beklentiler içine girmez nasılsa" diye düşünürler ve kızları diğer dişilerin önünde 178536 adım öne geçirecek,milleti çatır çatır çatlatma zevkinden mahrum edecek lanet çiçekleri göndermezler.
Bir de daha da patetik durumda olanlar var,bunlar da "kendi kendine çiçek gönderen ultra zavallılar topluluğu".Yani sonuçta gerçekten de bu lüzumsuz günü önemli arz edip kutlayanlara lafım yok,kutlu mutlu olsun ama kalıbımı basarım ki kadınların %98 civarı bu günü diğer kadınlara hava atıp,çatır çatır çatlatma günü olarak kullanırlar.

Sevgilinizi üzmeyin erkekler,alıverin bir gül-ama burada bence en önemli nokta o gülleri kadının iş yerine göndermektir,çünkü asıl hava atma mekanı orasıdır,sevinsin kızlar.Hem sevinen kişi sonra sizi de sevindirir:))

29 Aralık 2011 Perşembe

MUTLU YILLAR

TÜm dileklerimizin gerçekleşeceği güzel bir yıl dilerim.

Unutulmayacaklar:Saat 12'den birkaç dakika önce kırmızı don giymek.
Dilek tutmak
Gökyüzüne,yıldızlara bakmak
Yanınızdakine sarılmak.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Özlemek...





Derler ki kız çocukları babaları cennete gittiği yaşta kalırlarmış.
İçlerindeki çocuk hiç büyümez,gelmeyeceğini bile bile hep beklermiş....
O dört harf,hayatın en büyük boşluğu olur,yeri doldurulmazmış.
Yaşanamamış binlerce şey,her mutluluk yarım kalırmış...
Hep keşkeler kaplarmış dört bir yanı.

En çok da yılın o özel günü ondan kalan küçük ayıcığa sarılıp ağlarlarmış.....

12 Aralık 2011 Pazartesi

Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl





Malum yılbaşı,yeni yıl,x-mas her ne zımbırtı ise koşa koşa geliyor.Sabah bir dergide okudum,yazarlara sorular sormuşlar,ben de sanki bana sormuşlar gibi cevapladım.

*Yılbaşı zamanı seni en çok kime hediye seçmek heyecanlandırıyor?
Kime olacak tabi ki kendime.Mecburiyetten verilen “iş arkadaşı” hediyelerine uyuzum yıllardır.En ucuz ve en dandirik şey özenle aranıp bulunur ve yapay bir sırıtışla takdim edilir plastik bardaklarda içilen şaraplar eşliğinde.İnsanın cimriliği,pintiliği,tiynetsizliği işte bu zamanlarda ortaya çıkıyor hep zaten.Ulan koskoca adam ne yapsın sallayınca karların uçuştuğu keyik fanusunu?Bi de böyle bir sahte beğenmişlik,sahte sahte sırıtmalar.Üff zaten iş hayatının hepsine toptan kafam girsin,o başka bir yazının konusu.Ne diyordum?En çok kendime hediye seçmek heyecanlandırıyor beni canım.Vitrinlere bakmak,en beğendiğim şeyi çaktırmadan sevgiliye göstermek,anlamazsa gözüne gözüne sokmak,hala anlamayacak kadar öküzse bizzat gidip söylemek,nerede satıldığını falan tarif etmek,hala alamadıysa küsüp bir sene boyunca trip atmak ....işte yılın en sevdiğim zamanı.Tabi sadece yeni yıl değil;sevgililer günü,doğum günü,çıkma günü,küsme günü....hepsi güzel hediyeler-daha doğrusu istediğim hediyeler için ayrı ayrı fırsat.Bi de bazı adamlar var ya,hani hiç uğraştırmazlar,zaten bir şey almayı da beceremezler,direkt sorarlar”hayatım ne istersin,ne alıyım sana” diye,işte bitiyorum öyle heriflere ben.Hadi kabul edelim,erkekler hediye almayı beceremiyorlar,ne kadar iyi niyetle alınırsa alınsın o gelen hediye istediğiniz hediye olmuyor.Kimse de “mühim olan düşünmesi” falan demesin,elalemin adamı kafam kadar yüzük alsın,sizinki de şarkı söyleyen noel baba ayısı.Hasetle yüzüğe bakarken dersiniz işte önemli olan düşünmek diye .

*Yeni yıl dileğin?
Sevgi,barış ve huzur.Ya sallama,yeme beni.Herkezin ortak dileğini söylüyorum bak ben.Sadece para;çok para,sonsuz para,sınırsız para..Çünkü para varsa ardından dileyebileceğin 12565644 şey de para ile gerçekleşebilir.

*Şimdiye kadar aldığın en güzel hediye neydi?
Şu anda kucağımda oturuyor.Sevgilimin geçen yılbaşı bana daha doğrusu kendine hediye diye aldığı kedim.Göya bana alındı ama kedi hayatının 9 ayını adamın evinde geçirdi.Artık sonunda misfirliğin makbulu kısa olanıdır diyerek zorla evime getirdim canım kedimi.Bir de öyle bir yetiştirmiş ki hayvancık beni gördüğünde fıldır fıldır kaçmaya başlıyor.Tam kendine benzetmiş yani.Antisosyal kedi.Artık ben yokken kulağına neler fısıldıyorsa,beni nasıl anlatıryorsa ben gidince,”oğlum kızıl cadı geldi” dediği anda kedi anında arazi.

*Yeni yıla nasıl hazırlanırsın?
Nasıl hazırlanıcam?Yukarıda da belirttiğim gibi kendime hediye seçerek hazırlanırım.Napılır ki başka acaba?

*Yılbaşı gecesi ne giyersin?
Şimdik ben ikizler burcuyum.Böyle gelgit ruh halli bir insan yavrusuyum.Arada kokoşluğun sınırlarını zorlarım,arada bir t-shirt bir jean fazlasıyla yeter.Bazen boya küpüne düşmüş gibi makyaj yaparım bazen de aşırı derecede beyaz tenli olduğumdan ceset beyazı şeklinde dolaşırım.Bu aralar en nefret ettiğim şey kuaförde oturup saatlerce saç baş yaptırmak.Böyle adamın elleri saçımdayken,o fırçayla saçlarımı yolarken ben de aynı şekilde adamın üç tel kalmış saçlarını tek tek yolma hayalleri kuruyorum.Saç boyatmak kabuslarımın ilk sırasında yer alıyor.Boya kokusuna bile tahammül edemiyorum.O gün de ruh halim nasılsa öyle giyinmeyi düşünüyorum açıkçası ki ben vaktiyle ev partisine tuvalet giyip gitmiş insanım.Canım hazırlanmak,abartmak isterse dibine kadar yaparım ancak sanırım şu günlerde aşırı depresyonda olduğum için jean giyicem,topuklu ayakkabı da şimdiden ayaklarımı acıtmaya başladı.

*Hayalindeki yılbalı partisinin fonunda ne çalıyor?
Ankara havası.Kesin ve net.

GÜNÜN SÖZÜ




Dünya dönüyor sen katılmasan da
kalk o yataktan ve adın atmaya başla.
Sen istesen de istemesen de
Kesişecek zaten adımların başka adımlarla....